ARI VE ARICI DÜNYASI

ARI VE ARICI DÜNYASINA HOŞ GELDİNİZ

16 Temmuz 2010 Cuma

DELİ BALIN SIRRINI FARELER ÇÖZECEK

Deli bal için KTÜ’de 2 yıldır sürdürülen çalışmalarda kocakarı şifası olarak bilinen ve zehirlenmelere neden olan deli bal için 130 fare üstünde deney yapıldı.
Arıların, özellikle Doğu Karadeniz Bölgesinde doğal olarak yetişen ‘dağ gülü’ ya da ‘yayla çiçeği’ adlı bitkinin nektarından ürettikleri ve tarihte ilk kimyasal silah olarak kullanıldığı bilinen ‘deli bal’ için yapılan 2 yıllık araştırma bu ay sona erecek. Kocakarı şifası olarak bilinen ve zehirlenmelere de neden olan deli bal için 130 fare, 30 insandan alınan bulgularda olumlu sonuçlar alındı. Deney sırasında şeker hastası yapılan farelere deli bal yedirilerek, farelerdeki değişimler takip ediliyor. Deli bal için KTÜ’de 2 yıldır sürdürülen deneyleri kamera ve fotoğraf sistemiyle takip eden ekipte; KTÜ Acil ABD Başkanı Doç Dr Abdülkadir Gürbüz, KTÜ Acil ABD Başkanı Prof Dr Ahmet Ayar, Acil doktorlarından Dr İsmet Eraydın ile asistan Ömer Faruk Kalkan yer alıyor. BALDAN ZEHİRLENENLER FAZLA Ekibin başında yer alan ve 2 yıldır deli bal konusunda önemli araştırmalara imza atarak Çin’de dünyanın tüm bilim adamlarının buluşacağı acil tıp konferansına davet edilen Doç Dr Abdülkadir Gürbüz, şunları kaydetti: “Halk arasında ağrı kesici, tansiyonu düşürdüğü, mide bağırsak hastalıklarına iyi geldiği, cinsel gücü arttırdığı yönünde inanışlar olması nedeni ile bu balı kocakarı şifası olarak nitelendiriyorlar ve çok yaygın olarak tüketiyorlar.” KALP PİLİ TAKIYORUZ “Deli bal her ne kadar halkımız tarafından kestane balı olarak bilinse de aslında arıların komar ve zifin çiçeklerinden elde ettiği baldır. Özellikle yaz aylarında, acil servislerimize bal tutması olarak bilinen baldan zehirlenme nedeniyle çok sayıda hasta başvurmaktadır. Bazı çok ağır vaklara ise çok düşük tansiyon ve kalp hızı nedeni ile geçici kalp pili takıyoruz. Bu pili 2–3 gün sonra alıyoruz ve normal yaşamlarına dönüyorlar.” ZEHİRLER BELKİ ÖLDÜRÜR “Sonuç olarak önemli veriler elde ettik. Bunları Çin’de de açıklayacağım. Şeker hastalarına, epilepsi hastalarında denenebileceğini düşünüyoruz. Alternatif tıpta kullanılan verilerin artık tıp tarihinde yerini almasını istiyoruz. Dünyada sadece bu bölgede olan ve cinsel gücü artırdığını da tespit ettiğimiz bu balın ağrı kesici özelliği, tansiyon düşürücü, nabzı yavaşlatıcı özellikleri bulunduğu yönünde verilerimiz var. Bir çay kaşığı insana yarar sağlar, fazlası ise zehirlenmeye hatta ölüme bile götürebilir.” BALLA İLK YUNAN ORDUSU MAĞLUP OLDU Deli bal zehirlenmesi ilk defa MÖ 401’de, Atinalı tarihçi ve ordu komutanı Olan Xenephon tarafından tanımlanmıştır. Xenephon, Anabasis adlı eserinde Pers kralı Ataxerses II’ye karşı yapılan bir seferde, Türkiye’nin Doğu Karadeniz bölgesinde konakladıkları yerde, deli bal yiyen askerlerin zehirlendiğini rapor etmiştir. Xenophon tarafından deli bal ile zehirlenme şu şekilde anlatılmıştır: “Burada hepinize sesleniyorum! Onların arzularını kışkırtan tek şey içleri bal ile dolu sayısız bal petekleriydi. Bal peteğinden tadan askerler ishal ve kusmadan harap düştüler ve bacaklarının üzerine kalkamaz hale geldiler. Sarhoş olmuş, delirmiş ve ölümün kapısında yere kapaklanmış şekildeydiler.” ROMALILAR BİTKİN DÜŞTÜ “Yüzlercesi yere yığılıp kaldı. Ertesi gün ise hiç biri ölmedi ve hemen hepsi balı yedikleri saatten tam bir gün sonra aynı saatte güçlerini toplamaya başladılar 3. ve 4. gün bacakları üzerinde durur hale geldiler.” Yine deli bal MÖ 67’de Kral Mithradates IV tarafından, Kuzeydoğu Anadolu’da Pompeyin ordularına karşı kullanılmıştır. Başdanışman, Yunanlı tabip Kateus’un tavsiyesi üzerine, ilerleyen Romalıların yolu üzerine içi deli bal ile dolu petekler yerleştirilmiş ve taktiksel bir geri çekilme yapmıştır. Bu peteklerden yiyen Romalılar bitkin düşerek kolayca etkisiz hale getirilmiştir.

Hiç yorum yok: