ARI VE ARICI DÜNYASI

ARI VE ARICI DÜNYASINA HOŞ GELDİNİZ

26 Temmuz 2010 Pazartesi

dün arılarımızın durumlarını kontrol etmek üzere sabah erken saatte tekirdağ yeni çiftliğin yolunu tuttuk arılığa vardığımızda arılarda hiç bir faaliyet olmadığını tespit ettik çok az bir bal akımı vardı ama etraftaki bütün tarlalarda çiçeklerin bal verme dönemi geçmişti geçen gelişimizde ki bal mevcudünün üzerine pek önemli bir miktar ilave olmuş değildi yani.o zaman  ben ayrıntılı kontrol yapmamıştım bu sefer hem biraz bal almak hemde durumları hakkında fikir edinmek maksadı ile genel bir kontrol yaptık yunusun  ve benim kovanları  yunusunkinlerde sırlama olayı yeterli olmadığından  çerçeve almadık sadece kontrol ile yetindik ben ise sırlanaları iyi durumda olan 19 çıta aldım.
ekip üyelerinden necmi erenoğlu kadeş yoldan giderken gezginci arılığa başladığımız ilk yıllardaki arı koyduğumuz çatalcaya gitmeden hemen viyaduğun kenarındaki tarlalarda henüz açmamış tarlaların olduğunu gözlemledi. bu vaziyettede önceden bulunduğumuz yerde yeterli akım olmadığından doldurup sırlama yapamayacağı kanısında idik ekip olarak işimizi bitirip istanbula dönüşe geçtik ama önce çatalcadaki tarlalarda gözlem yapıp durum müsait ise buraya transfer etmek kolonileri
geldik çatalcaya tarlaları kontrol etmeye henüz yeni açmış tarlaların olduğu gibi henüz hiç açmamış bir çok tarlalar mevcut idi kararı verdik ekip olarak.  tarlanın sahibi önceki yıllardan tanıdığımız arkadaşı bulduk meratlı köyünden gittik baktık tekrar kendisi ile tam koyacağımız yerin tespitini yaptık iş araç bulmaya geldi kamyonet yok köyde olanlarda arı işine gelmiyorlar zoraki bulduk adam 15 dak oradayım diyor 2 saat tan fazla bekletti bizi sonuçta 24 de vardık arıları yüklemeye başladık mesafe biraz uzak olduğu için yüklemede oldukça zorlandık saat 03 30 cıvarlarında indirdik arıları  kamyoneti yolladık biraz düzenleme yaptık   
inşallah havalar iyi giderde buradan alacakları ballar ile sırlamalarını tamamlarlar şu an kolonilerimde kuluç kalıkta  hiç bal yok  denecek kadar az bal var.8-9 çıtada açık ve kapalı yavru mevcut leri var.bu yıl ana arı üretiminde biraz aşırı hırpalandı kolonilerim karnıyıl olmayan kolonileri parçalayıp ana üretimi yapacaktım o koloniler istenen gelişmeyi sağlamayınca birde hedeflediğim miktarsan fazla koloni satışım oldu bu yüzden bu yıl 2 kat kuluçkalıkla çalışma olasılığım olmadı ya nasip seneye.  burada zaten kalacağımız 10-12 gün kadar ramazan gelmeden önce kolonilerimizı kötürmüş olacaz inşallah iyi bir bakım yaptıktan sonra köyde ramazan sonrasında tekrar pürene götürecem allah nasip ederse havalar yağışlı geçtiğinden bu yıl püren balı iyi olacak gibi
ekip üyeleri oldukça yorgun bir gece geçirdik dönüş hazırlıkları başladı
yunus kantar oldukça fazla yorulanlardan üstelik birde 100km cıvarında gaz basacak birde  etti 3 öylemi
emica  yani ömürde 3. gece sabah lamak.
vall inanın en ufak kuru yerim kalmadı terden birde ben yedek eşya götürmedim ki üstümü de değişemedim nereden bile bilirdimki koloniler yeniden başka  yere hicret ettirilecekler birde eve gelince üstümüz başımız berbat hanıma görünmeden zulaladık makineye erbiseleri de yırttık dayaktan.

16 Temmuz 2010 Cuma

DELİ BALIN SIRRINI FARELER ÇÖZECEK

Deli bal için KTÜ’de 2 yıldır sürdürülen çalışmalarda kocakarı şifası olarak bilinen ve zehirlenmelere neden olan deli bal için 130 fare üstünde deney yapıldı.
Arıların, özellikle Doğu Karadeniz Bölgesinde doğal olarak yetişen ‘dağ gülü’ ya da ‘yayla çiçeği’ adlı bitkinin nektarından ürettikleri ve tarihte ilk kimyasal silah olarak kullanıldığı bilinen ‘deli bal’ için yapılan 2 yıllık araştırma bu ay sona erecek. Kocakarı şifası olarak bilinen ve zehirlenmelere de neden olan deli bal için 130 fare, 30 insandan alınan bulgularda olumlu sonuçlar alındı. Deney sırasında şeker hastası yapılan farelere deli bal yedirilerek, farelerdeki değişimler takip ediliyor. Deli bal için KTÜ’de 2 yıldır sürdürülen deneyleri kamera ve fotoğraf sistemiyle takip eden ekipte; KTÜ Acil ABD Başkanı Doç Dr Abdülkadir Gürbüz, KTÜ Acil ABD Başkanı Prof Dr Ahmet Ayar, Acil doktorlarından Dr İsmet Eraydın ile asistan Ömer Faruk Kalkan yer alıyor. BALDAN ZEHİRLENENLER FAZLA Ekibin başında yer alan ve 2 yıldır deli bal konusunda önemli araştırmalara imza atarak Çin’de dünyanın tüm bilim adamlarının buluşacağı acil tıp konferansına davet edilen Doç Dr Abdülkadir Gürbüz, şunları kaydetti: “Halk arasında ağrı kesici, tansiyonu düşürdüğü, mide bağırsak hastalıklarına iyi geldiği, cinsel gücü arttırdığı yönünde inanışlar olması nedeni ile bu balı kocakarı şifası olarak nitelendiriyorlar ve çok yaygın olarak tüketiyorlar.” KALP PİLİ TAKIYORUZ “Deli bal her ne kadar halkımız tarafından kestane balı olarak bilinse de aslında arıların komar ve zifin çiçeklerinden elde ettiği baldır. Özellikle yaz aylarında, acil servislerimize bal tutması olarak bilinen baldan zehirlenme nedeniyle çok sayıda hasta başvurmaktadır. Bazı çok ağır vaklara ise çok düşük tansiyon ve kalp hızı nedeni ile geçici kalp pili takıyoruz. Bu pili 2–3 gün sonra alıyoruz ve normal yaşamlarına dönüyorlar.” ZEHİRLER BELKİ ÖLDÜRÜR “Sonuç olarak önemli veriler elde ettik. Bunları Çin’de de açıklayacağım. Şeker hastalarına, epilepsi hastalarında denenebileceğini düşünüyoruz. Alternatif tıpta kullanılan verilerin artık tıp tarihinde yerini almasını istiyoruz. Dünyada sadece bu bölgede olan ve cinsel gücü artırdığını da tespit ettiğimiz bu balın ağrı kesici özelliği, tansiyon düşürücü, nabzı yavaşlatıcı özellikleri bulunduğu yönünde verilerimiz var. Bir çay kaşığı insana yarar sağlar, fazlası ise zehirlenmeye hatta ölüme bile götürebilir.” BALLA İLK YUNAN ORDUSU MAĞLUP OLDU Deli bal zehirlenmesi ilk defa MÖ 401’de, Atinalı tarihçi ve ordu komutanı Olan Xenephon tarafından tanımlanmıştır. Xenephon, Anabasis adlı eserinde Pers kralı Ataxerses II’ye karşı yapılan bir seferde, Türkiye’nin Doğu Karadeniz bölgesinde konakladıkları yerde, deli bal yiyen askerlerin zehirlendiğini rapor etmiştir. Xenophon tarafından deli bal ile zehirlenme şu şekilde anlatılmıştır: “Burada hepinize sesleniyorum! Onların arzularını kışkırtan tek şey içleri bal ile dolu sayısız bal petekleriydi. Bal peteğinden tadan askerler ishal ve kusmadan harap düştüler ve bacaklarının üzerine kalkamaz hale geldiler. Sarhoş olmuş, delirmiş ve ölümün kapısında yere kapaklanmış şekildeydiler.” ROMALILAR BİTKİN DÜŞTÜ “Yüzlercesi yere yığılıp kaldı. Ertesi gün ise hiç biri ölmedi ve hemen hepsi balı yedikleri saatten tam bir gün sonra aynı saatte güçlerini toplamaya başladılar 3. ve 4. gün bacakları üzerinde durur hale geldiler.” Yine deli bal MÖ 67’de Kral Mithradates IV tarafından, Kuzeydoğu Anadolu’da Pompeyin ordularına karşı kullanılmıştır. Başdanışman, Yunanlı tabip Kateus’un tavsiyesi üzerine, ilerleyen Romalıların yolu üzerine içi deli bal ile dolu petekler yerleştirilmiş ve taktiksel bir geri çekilme yapmıştır. Bu peteklerden yiyen Romalılar bitkin düşerek kolayca etkisiz hale getirilmiştir.

13 Temmuz 2010 Salı

GURBETTEKİ ARILARIMIZI ZİYARET

bugün sabah erken saatlerde ekip üyeleri bir araya gelerekgürbetteki arılarımıza ziyarete gittik açıkça arılarımın ama kestane balından ama atmosferdeki zehirli gazlarile birlikte yağan çizeden yada benimana kutularının oluşturmamdan açıkçası siz ne düşünürseniz ondan kolonilerim oldukça zayıf bir şekilde götürdüm trakyaya hiçte umudum yokdu bal olacağından önce  bana emanet olan 2 koloniyi açtım güçleri itibarı ile hiçyok denecek kadar balları yoktu bu iki kolonide karnıyıl değil sıradan benim kolonileri açmaya başladık laz yunus kantar ile beraber  kovanları açtıkça ağzım kulaklarıma varmaya başladı sevinçten oldukça iyi idi çekilen bal 8 gün içinde oldukça iyi idi katlardaki 10 çıtada balmiktarıoldukça iyiidi eğer bir haftada ha hava böyle güzel giderse rekorte çok süper olur inşallah. 
bu koloninin ketanede 7çıta balı vardı bunlar süzülüp kendi çıtaları nı yine kendine verdiydim 3 adette temel petek verdiydimeskiçıtaları bal ile dolduruldu temel petekler kabartılıp yine bal il dolduruldu
ayrıca bu yıl trakyada dikkatimi çeken konu polen olmayışı bu çıta tamamı ile polen ile blokeli idi poen stokları eritilmiş hatta ekip üyelerimizden necmieren oğlu ile anlaşma yaptıydıkpolen blokeli çıtaları verecekti bana bende yerine çıta ve temel petek verecektim yunus  ile ben kolonilerimizi önceden iç düzenlemelerini götürmeden yaptığımızdankontrollerimiz çok çabuk bitirdik onlarda bitirip  yanımıza geldiklerin de neco kaçtane polenli çıta çıkardın dediğimde polenler harcandı çıtalarda polen blokeleri kalmadı dedi  
ay çiçeklerinin ballarında çekirgelerde istifade etmekteler.














ayrıca ayçiçeklerinde arılarımızın ezeli düşmanları iş başında ağ kurdukları yetmiyor gibi arıları çiçeğin içinde bile yakalayıp kanlarını emmekteler.
arıları ilk getirdiğimiz de bu tarla henüz yeni açmıştı 1 haftada geçmişvaziyete geldi
biz yunus ile kontrollerimizi bitirdik bizim ekip arkadaşlarımız geniş detaylı kontroller ettiklerinden henüz bir kaç koloni anca bitirmişlerdi ekip dedimde sadece arılarımızı beraber götürdüğümüzden ekip diyorum çok saldırgan arıları olduğundan  aşırı taciz olduğundan sıkıyor ortamları.  birde tedirgin olduğum yüksek gerilim hattı sandığımdan da yakın ama şu ana kadar olumsuz etkilerini görmedik
bu resimi çekişim sebebit-gerilim hattı ve arılık arasındaki mesafe görünüm açısından çektim.
bölgede ağ çiçeği ekimi aralıklı olarak yapıldığından geçen çiçeklerin olduğu gibi yeni açanlar ve orta kısında görünen henüz açmamış tarlalar mevcut.
bizim arıların bulunduğu yerden vadinin orta kısmında 4-5 yerde kolonilerin olduğu görülmekte yunusa dedimki şu görünen arıcı dostlarımızı ziyaret edelim nasıl olsa ekip in işleri2 saatten fazla surer gittik araba ile bir tur attık oalarda
bu koloniler 50-100 metre aralarla dizilmişler ama ne yazıkki yaradan bu arıcı dostlarımızla tanışmayı nasip etmedi çünkü hiç bir arılıkta insan yoktu sadece bir tanesinde kangal köpeği mevcut idi
üst satırlardada belirttiğim gibi arıların her tarafı sapsarı olmuş polen keselerinde polen mevcut değilve bir süre bir kaç koloniyi izlemeye aldım hiç polenli arı girişi olmadı kovanlara.

istemeye istemeye öldürmek


öldürmemek elde değil bu gün tam 1 haftadır arılıkta deponun kapısında karşılıyor beni ve kayboluyor  bu gün yine her zamanki gibi arılığa gittiğimde orada yoktu. işlerim biraz kirlenmemi gerektireceğin den üzerimi değiştim arılıktaki kapalı alanı biraz daha büyütmem gerekiyordu yakıcı güneş altında çalışmak öyle yorduki beni depodan bişey almam gerekiyordu  gittim depoya kapıdan depoya girmeye uğraşıyor içerisi bal koktuğundandır  olacak ki deponun etrafından gitmemekte ya boş bulunulurda ısırırsa durum iyi olmaz birde hanım görürse hayatta arılığa gelmez onun gelmemesi benim işlerimin alt üst olması demek tir  bu gün onu öldürmek zorunda kaldım epeyce uğraşıdan sonra öldürdüm onu  ama çokda pişmanlık duydum öldürdükten sonra ama başka çaremde kalmadıydı çünkü gitmiyordu arılıktan.

11 Temmuz 2010 Pazar

yağmur ve çiçek




bu gün ara ara yağmur devam etti  arılığımdaki bu çiçek de yağmur yağarken dahi  hiç arı eksik olmadı üzerinden.  geçen sene tohumları sonradan fide olarak söküp değişik yerlere dikebilme maksadı ile kasaya ekmiştim içinden 4 tane fide aynı cam güzeli çiçeği yaprağı gibi desenli oldu ben onları  çekip eve getirdim son bahardı o zaman. dün evin alt kısmında o çiçekleri gördüm hanıma dedimki geçen sene çiçek getirmiştim arılıktan ne oldu aşağıdalar dedi bu gün arılığa gidince çiçeği inceledim tıpkı cam güzeli yaprakları gibi yarın nasip olursa onunda resmini çekip ikisinin karşılaştırmasını yapacam enteresan olan bu video yu çekmeden 10 dakika önce bardaktan boşanırcasına 10- 15 dakika yağmur yağdı yinede çiçeğin  verdiği nektar bitmedi  sulama yapıldığı sürece eylül ayı başlarına kadar nektar salgılamaya devam etmekte.

8 Temmuz 2010 Perşembe

KANDİL MESAJI

GÜNDÜZÜ BEREKET GECESİ RAHMET SABAHI MAĞFİRET OLAN BİR GÜNE KAVUŞTUK KAVUŞTURANA HAMD OLSUN YAŞAYABİLENE SELAM OLSUN. TÜM İSLAM ALEMİNİN VE ARICI DOSTLARIMIN KANDİL İNİ KUTLAR HAYIRLARA VESİLE OLMASINI CENABU HAKTAN NİYAZ EDERİM.


4 Temmuz 2010 Pazar

1 Temmuz 2010 Perşembe

cafer abinin arıları ve nokta gıdanın arılar için ürettiği meyve şekeri


  1. bu sayfaya yüklemeyi resimleri başka sayfaya yükleyip kopyalayıp buraya yapıştırdım ve de yayınladım.
  2. cumartesi günü öncelikle sait abinin kumburgazdan benim arılığa getirdiği kovanların sağımını yaptık 3 koloniden 20 çıta cıvarında balı oluştu biraz kumburgazın birazda kestane ve ıhlamur  karışımı süper bir aroması oldu. bu arada arı kuşları rahat brakmamaya başladı ana arı adayları kızcağızları oldukça çiftleşmeden dönmeyen olmakta. kendi arılarımı kısmi olarak sağdım sırları az olanları almadım geçen hafta cumartesi pazar günü bu günkü kontrollerimde sırlamalaryarıdan fazlayı geçti yarında nasip olursa onları sağarım ve de allah nasip ederse pazartesi akşamı götürürüz arılarımızı trakyaya
geçen hafta bal sağımı yaparken cafer abi tlf etti durumlar nasıl dedi hiç iyi değil dedim çünkü bu yıl kestane çiçeği açtı hemen yağmur yağdı ve 4 gün kadar yağış devam etti hava açınca açmayan kestaneler açtı güneşli günler 1 hafta kadar sürdü bu arada ıhlamurlar ve böğürtlenlerde açtı arılarımız süper nektar çekmeye başladı ıhlamurlar yarı açmış durumda iken yeniden yağışlar başladı 4 -5 gün kadar devam ettibu süreler içinde güçlü koloniler günlük olarak 2 kg cıvarında bal tükettiler zaten kısıtlı sürede çektikleri  balları tükettiler böylece bizlere bişey kalmadı yinede allaha çok şükür emeklerimizi boşa çıkarmadı.celelim cafer abiye 4 koloniden 50 kg dan az almam dedi arının gücünü bildiğim için olabilir dedim çünkü 3 koloni 3. ballık konulacak durumda idi 15-20 gün önce reşadiye köyüiki yakadan oluşmakta biri benim arıların olduğu yaka bir yakada cafer abi nin arılarının bulubduğu yaka cafer abinin arılarının bulunduğu yakada köyün yerli arıcılarıda bulunmakta ismail abi mustafa abi onlarla  cumada konuşmuştuk demişlerdiki kovanlarımızda arı kalmadı  bende düşüncemi söyledim kestane çiçeği arının ömrünü kısaltığından epeyce ölen olur dedim  bu gün cafer abinin arılarını kontrole gittiğimde gözlerime inanamadım kapağı açtım kovanda arı gözükmüyor acaba oğulmu verdi diye düşüne bildim baktım işaretli analar kovanlarda bu durumda ismail abi ile mustafa abinin gözlemleri doğruladı kovanda kuluçkalık haricinde hiç arı kalmadı tarlacı arı yok kadar eksildi buda demek oluyorki bu yaka daki villalarda aşırı ilaçlamalar olduki arılar bu kadar kırıldı 
haziran ayı başlarında temel peteğe ihtiyacım olan nikot yüksüklerini almaya gittiğimde nokta gıdadan ilyas beyle tanıştım meyvelerin özünden elde edilen şekerle arı şurubu yaptıklarını ve bu konuda çok iddalı olduklarını söyledi ben ilk bahar teşfiklerinde ve son bahar beslemelerinde invert şurup kullandığımı söyledim denememi tavsiye etti öncelikle kek yapmam gerektiğini söyleyincebu mamulle yapmamı önerdi ve 1 teneke üzüm özünden mamul şurupyolladı deneyip sonuçları yeniden paylaşacam sizlerle   bahar beslenmesi için kendilerine 2 adet koloni tahsis edecem ve bende diğer kolonilerimi invert şurupla besleyecem ve onlara tahsis edeceğim 2 koloni ayarında 2 koloniyide kıyaslama yapabilme amacı ile eşit şartlarda besleme yapacam ve sonuçlar yine sizler ile paylaşılacak  hazırlanan arı beslenmesi için hazırlanan meyve özlü şurup için iddia ettikleri konular üstteki iki resimde görülmekte

son

g
gönderilen teneke kargoda oldukça darp görmüş olacakki bayağı hasar görmüş