ARI VE ARICI DÜNYASI

ARI VE ARICI DÜNYASINA HOŞ GELDİNİZ

29 Aralık 2011 Perşembe

Toplu arı ölümlerinden 'cep' mi sorumlu

Toplu arı ölümlerinden 'cep' mi sorumlu
Baz istasyonlarının kansere neden olduğu tartışmaları devam ederken Avrupalı bilim insanları bu kez de arıların toplu ölümünden cep telefonlarını sorumlu tuttu.
Yıllardır cep telefonları için kurulan baz istasyonlarının kansere neden olduğu tartışması yapılıyor. Bilim insanlarına göre, çiçek toplamak için kovanlarından ayrılan arıları, baz istasyonlarının yaydığı sinyaller yanılttığı için bir daha yuvalarına dönemiyor ve bu durum toplu ölümlere neden oluyor. Bilim insanları, toplu arı ölümlerinden iklim değişikliği ve virüslerin de etkili olduğunu belirtti.
İsrail gazetesi Haaretz'te yer alan bir habere göre, dünya arı popülasyonunun hızla düşmesi nedeniyle bir konferans yapıldı. Konferansta yayınlanan bir raporda, son 5 yıl içerisinde toplu arı ölümlerine bağlı olarak bal üretiminin yüzde 20 oranında düştüğü açıklandı.
HER ÜÇ ARIDAN BİRİ YOLUNU ŞAŞIRIYOR
Rapora göre dünya genelinde arı popülasyonunda ise yüzde 35 oranında düşüş yaşandı. Sadece geçtiğimiz yıl ABD'de çiçek toplamak için kovanlarından ayrılan her üç arıdan biri geri dönmedi.
Son birkaç yılda İngiltere'de arı popülasyonu yüzde 50 oranında düşerken bu oranın İsrail'de yüzde 30 civarında olduğu belirtildi.
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ARILARI GÜÇSÜZ DÜŞÜRÜYOR
Konferansta konuşan İsrail Bal Konseyi Başkanı Herzl Avidor, toplu arı ölümlerinde tek sorumlunun cep telefonu teknolojileri olmadığını belirtti. Avidor, baz istasyonlarının yanı sıra ani iklim değişikliklerinin arıları bazı virüsler karşısında korumasız duruma düşürdüğünü belirtti.
İsrailli yetkililer nektar üretiminin yapıldığı bölgelerde de arı popülasyonunda düşüşler yaşandığını tespit ettiklerini açıkladı.

25 Aralık 2011 Pazar

3.Geleneksel Beykoz Akbaba Köyü Kestane Balı Arıcılık Konferansı ve ana Arı Kursu sertifika Dağıtım Töreni.


bir süre önce katıldığımız ana arı yetiştiriciliği kurs sertifikalarımızı bu gün aldık bu vesileyle oluşturulan beykoz akbaba geleneksel kestane balı festivali ile iki töreni bir arada yapmış olduk törenin açılış konuşmasını beykoz ilçe tarım müdürü ibrahim özdemir yaptı.
birlik başkanımız onur çileng göreve geldiği nden bu yana yapmış oldukları icraatları anlattı.
akbaba köyü muhtarı yüksel kılıç duygu ve düşüncelerini aktarmak üzere geldi kürsüye.
seminerde konuşmacı olarak ana arı yetiştiriciliği eğitimini biz kursiyerlere veren  ordu arıcılık enstitüsü müdürü sayın feyzullah konak katıldı

arıcı dostumuz saim ahmet gürel,beykoz ilçe tarım dan yüksek zıraat müh bahri ısık kurs hocamız feyzullah konak ve arı bakanımız ali türk
toplantıya belirtilen saat 10 gibi gittik millet olarak alışkanlığımız ya belirtilen saat te tam katılım olmuyor henüz konferans başlamadan sünni döllenme aletleri ithal olanı feyzullah hocamız gelirken yanında getirdiği alet ve sadri demircioğlu abimizin seri imalatına başladığı maddein ma pi ( ma pi  lazcada ben yaptım) anlamında yani sadri abimizin imalatı olan aletin kıyaslamaları ile güne başladık.
sadri demirci oğlu abimiz imalatını yaptığı dijital mikroskoplu aleti kurma ve tanıtma aşamasında arı bakanımız ali türk de feyzullah hocamızın getirdiği aletteki iğnelerin makro çekimleri ile meşkül.
dijital mikroskoplu alet kontrolü bilgisayar ekranından görüntülenmesi işin dahada pratikleştiği görüşünde.
sadri abi ve feyzullah hocamız ana arı sünni döllenme cihazının olabilecek ilave ler konusunda konuşmaları zaim abimizde sakin sakin bıyık altından gülerek izlemekte.


alet üzerinde görüş alış verişleri tamamlandı ilave edilecek kullanımı kolaylaştıracak ilaveler belirlendi saat 10 40 cıvarları konferans başlamak üzere

arı bakanımız doktor kontrolünde ya doktor tabaktakileri bitirirken bakanımızda resimlemekle meşküller.
kouşmacılar konuşmalarını tamamladılar ve biz kursiyerleri sertifikalarımızı vermek üzere sahneye davet edildik. bütün kursiyer arkadaşlarıma sertifikaları hayırlı uğurlu olur inşallah.
sertifikanı elinden aldığım  beykoz ilçe tarım müdürlüğünden zıraat mühendisi halil ibrahim keskin beyede ayrıca teşekkür ederim.
                                      
eh artık sertifikalı ana arı üreticisi oluverdik be.inşallah hayırlısı olur hakkımızda.
sadri abimizin sertifikasınıda kurs hocamız feyzullah konak dan aldı.
günün sonunda konferansa katılan bir gurup ile günün anısına bir hatıra fotoğrafi çekildik.

24 Aralık 2011 Cumartesi

3.Geleneksel Beykoz Akbaba Köyü Kestane Balı Arıcılık Konferansı ve ana Arı Kursu sertifika Dağıtım Töreni.


3.Geleneksel Beykoz Akbaba Köyü Kestane Balı Arıcılık Konferansı ve ana arı kursu sertifika dağıtım töreni 25.12.2011 günü Beykoz Akbaba Köyü'nde yapılacaktır. 

Her sene yapılması planlanan festivalimiz bu sene konferans olarak tertip edilecektir. Her sene yapılması planlanan festivalimiz bu sene konferans olarak tertip edilecektir.
Konferansa konuşmacı olarak ana arı kursu hocamız Ordu Arıcılık Enstitüsü Müdürü Feyzullah Konak katılacaktır.

Konferans 25.12.2012 Pazar günü saat 10.00 ile 15.30 saatleri arasında İstanbul,Beykoz,Akbaba Köyü,Kayra Düğün salonunda yapılacaktır..
Bütün arıcılarımız davetlidir. .

17 Aralık 2011 Cumartesi

Başbakan'a Rize'den özel Anzer Balı gitti


Rizeli hemşehrileri, bir süre önce ameliyat olan Başbakan Recep Tayip Erdoğan’a Anzer Balı gönderdi.
Rizeli hemşehrileri, bir süre önce bağırsaklarından ameliyat geçiren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a güç bulması için şifa deposu olarak adlandırılan Anzer Balı gönderdiler.
Konuyla ilgili açıklama yapan Anzer Balı Kooperatifi Başkan Yardımcısı Şaban Hapeloğlu, “Biz her yıl kooperatif olarak Rizeli hemşerimiz Başbakanımız Recep Tayip Erdoğan’a bal hediye ediyoruz. Bu yıl da yine kendisine 2 kilogram bal ve ilk kez bu yıl 400 gram polen gönderdik. Anzer Balı’nın bir çok hastalığa iyi geldiği artık bilim otoriteleri tarafından kabul ediliyor. 6 gram Anzer Poleni’nde ise 1 kilo Anzer Balı’na eş değer oranda protein ve vitamin var. Başbakanımız baldan sağlık bulacağı gibi, polen de tüketerek enerji depolayacak. Polen yoğun ve yorucu geçen çalışmalarında ona güç verecek” dedi.

15 Aralık 2011 Perşembe

istanbul arı yetiştiricileri birliği ihsaniye tesisleri

birliğimiz ihsaniye tesislerinin bu günkü ziyaretçileri beykent üniversitesi ögretim görevlisi piskolog yardımcı doçent doktor arzu somay,engelliler deneği başkanı ersoy diniz idiler

ihsaniyeli birliğimiz üyesi arıcı bir kardeşimiz,birlik başkanımız onur çileng engelliler derneği başkanı ersoy diniz,hocamız arzu somay, birlik yönetim kurulu üyemiz sadık babaoğlu

13 Aralık 2011 Salı

geleceğin arıcı adayları

                           arıcılık araştırma ve geliştirme merkezi tabelsı  takıldı yerine         
                                   
 istanbul arı yetiştiricileri birliği yönetim kurulu üyesi sadık babaoğlu ve geleceğin arıcı adayları

10 Aralık 2011 Cumartesi

korkulu rüya görmekten se uyanık yatmak


öncelikle bu konu yu aldığım tlf ve mail ve msn konuşmalarımızda kilere lere cevap maksadı ile hatırlatma babinda yazıyorum ben ve birçok arıcı kardeşimiz her yapılması gerekeni vaktinde yapıp yayınlamakta ama bazı kardeşlerimiz yazın işlerinin yoğunluğundan blogları izleyemediklerini söylemekteler bu yüzden önem icabeden konuları kış günlerinde yeniden işlemeye çalışalım örneğin bal hasatından sonra yapılması gereken olmazsa olmaz bir konu kolonileri sönen birkaç dostumuz 4-5 çıtada olan  kolonilerimiz  söndü diyen bir kaç arkadaşımız oldu  neler yaptığını sorduğumda kuluçkalıktan bal almadığını ve teşfik beslemesi de yapmadığını kek vermediklerini söylemekteler oysaki vaktinde yaptığımız haberlerde kuluçkalıklardan 4-5 adet yavrulu olmayan bal ile bloke olmuş çıtalar alınıp yerlerine esmer temiz petek üst kısımlarına ister bal inceltilip ister şurupla kemer oluşturulup konulur ve de çıtaların üzerine kek konulursa kış arısı oluşturulur diye yazmıştık artık ülkemizde dede den babadan kalma yöntemlerle arıcılık yapacam düşüncesinde olan lar çoğu kez hüsrana uğramaktalar
bu gün kolonilerimde genel bir gözden geçirme yaptım.etrafımda ve tanıdığım çevremde olarca kovan ın söndüğünü bizzat görünce içimi korku sarmıştı benim kolonilerde durum ne diye gerki ben hem sıkıştırma larını hemde stoklarını oldukça tamamladım ekim ayı ortalarına kadar. yinede sönen kolonileri görünce hem üzüntü sarar içimizi hemde düşünürsün kendi kolonilerini. tabiki kolonilerimden uzakta olduğumdan dolayı idi bu korku .
  birde bu yıl arı bölüpde bakım ve besleme yapmıyanlar ın çoğu hüsrandalar bu yüzden son baharda arı bölmenin sakıncalı olduğu artık sonbaharın nasıl geçeceği pürenin koca yemişin nektar salgılayıp salgılamayacağı meçhül bu yüzden tedbirli olmalıyız.
 bu yüzden bu gün havayı görünce genel bir kontrol den geçirdim kolonilerimi allaha çok şükür hiç birinde sorun yoktu sadece ana kutularında stoklar tükenmek üzere idi
 sıkıştırmaları yapmadan önce yaptığım kontrollerde yavru mevcut leri bir iki kovan harıç yok gibi idiler bu gün kü kontrol lerde yavru mevcudu olmayan koloni göremedim konu başlığındada belirttiğim gibi korkulu rüya görmekten se uyanık yatmak kolonilerimi hava ısısı 12-13 derecelerde olduğu halde genel kontrolden geçirdim çünkü açlık sınırında var ise önlem lerini alma sebebi ile ama çok şükür sorunlu koloniye rastlamadım kenarlardaki tepeden tırnağa sırlı ballı olanlardan orta kısımlara yerleştirdim bazılarında
 ana kutuları  düşündüğüm gibi oldukça stokları bitmiş durumlarda idi bu sebeple yapabileceğim tek şey donmuş bal vermekti bende onu yaptım.
 orta çıtalarda stoklar bayağı tükenmiş bu tür yavrusuz olanları kenarlara çekip daha  çok ballı olanları orta kısımlara koydum.
 sıkıştırsırmaları yaptıktan sonra kolonilerin genelinde yavru mevcutleri oluştu kimisinde az kimisinde çok sıkıştırma yaparken özellikle yavru mevcudu varmı diye dikkatlice baktıydım bir kaç tanesi hariç o zaman yavru görmemiştim.
 gece ısıları 3-4 derecelere düştüğü halde kovan içi sıkıştırılmış olduğundan ısıtılabiliyorki gözler yumurta atılabilmesi için pırıl pırıl parlatılıp hazırlanmış.




 9-10 çıta mevcudu olan kolonilerde 2-3 çıtada oldukça geniş alana yayılmış yavru mevcudu var benim korkum bu kolonilerden havalar çok soğur da ısınabilmeleri için salkım yaparsalar durumlar o vakit kötü  bu şekilde yavru olan kolonilerin alt çekmecelerini kapadım
üstteki çıtanın diğer yüzü.

8 Aralık 2011 Perşembe

arıcılık müzesi


iatanbul arı yetiştiricileri birliği ihsan akdoğan araştırma merkezi  aynı zamanda bir arıcılık müzesi bölümü de oluşturululacak
                      karadenizin meşhur kara kovanı yekpare ağaçtan içi oyularak yapılmış
 uzun yıllar balcı pamuk dedenin hizmetinde olduktan sonra kocamış olacak ki müzedeki yerini almak üzere getirilmiş

 kovanın içinden görüntüler inanın bu kovanın içine bu gün en büyük oğul dediğimiz 10 çıtalık oğuldan 10 oğul koysak belkide yine anca yarısını doldurabiliriz.
 arka kısım kapağı kapalı iken menteşeler çok enteresan tamamen el işçiliği ile yapılmış.
 devasal boyut taki kara kovanın normaline  göre minyatür sayılacak bir boyutta
 minyatür boyutta olanın arka kapağı tel ızgaralı düşünülmüş fakat arı tellerin büyük bölümünü propolisle kapamış sebebi arılar ceyran da kalmayı hiç istemezler bu konuda altı ızgaralı kovanlarda ızgara çekildiğinde üstten hava akımı mutlaka kesilmeli
 minyatür kara kovanın iç görünümü tabiki içinde yeni iskeleler oluşturulmuş
 bu ise birliğimiz yönetim kurulu üyesi niğmet çavuşoğlunun  100 senelik olduğunu belirttiği ana verme kafesi
                                                           ana verme kafesinin içten görünüşü

 kapama tıkacı  bile mısır koçanından yapılmış
 kovan kullanım esnasında bizim memlekette bir çok kovuklu ağaçlarda yaşayan  kemirgen bir hayvan tarafından kemirilmiş bu tür kara kovanlar ağaçlara ağaçlara iskele kurulup yerleştirilmekte eğer içine oğul girmezse ya önden yada arkadan kemirip içinde yapraklardan yuva yapar  eğer içinde arı olursa resimdede görüldüğü gibi gövdeyi kemirir yuva oluştururlar çok da pis kokarlar.