ARI VE ARICI DÜNYASI

ARI VE ARICI DÜNYASINA HOŞ GELDİNİZ

27 Ocak 2008 Pazar

arkadaşlık haftası münasebetiyle

bu gün dostumun birşnden bir mail aldım hoşuma gitti arkadaşlara gönderme yerine yayınlamayı uygun buldum kendimce suç veya kabahat işledimse af ola

SENİN TAHTA PERDENE KOYDUĞUM ÇİVİ İÇİN BENİ AFFET(eğer varsa) Kötü karakterli bir genç varmış. Bir gün babası ona çivilerle dolu bir torba vermiş. ' arkadaşların ile tartışıp kavga ettiğin zaman her sefer bu tahta perdeye bir çivi çak' demiş. Genç, b! irinciilk günde tahta perdeye 37 çivi çakmış. Sonraki haftalarda kendi kendine kontrol etmeye çalışmış ve geçen her günde daha az çivi çakmış. Nihayet bir gün gelmiş ki hiç çivi çakmamış. Babasına gidip söylemiş. Babası onu yeniden tahta perdenin önüne götürmüş. Gence bugünden başlayarak tartışmayıp kavga etmediğin her gün için tahta perdelerden bir çivi çıkart (sök)' demiş. Günler geçmiş. Bir gün gelmiş ki her çivi çıkarılmış. Babası ona 'aferin iyi davrandın ama bu tahta perdeye dikkatli bak. Artık çok delik var. Artık geçmişteki gibi güzel olmayacak' demiş. Arkadaşlarla tartışıp kavga edildiği zaman kötü kelimeler söylenilir. Her kötü kelime bir yara(delik)bırakır. Arkadaşına bin defa kendisini affettiğini söyle! yebilirsin ama bu delik aynen kalacak(kapanmayacak). Bir arkadaş ender bir mücevher gibidir. Seni güldürür yüreklendirir sen ihtiyaç duyduğunda yardımcı olur seni dinler sana yüreğini açar' demiş. Bu hafta arkadaşlık haftasıdır. Sen de arkadaşlarına bu maili gönder, sana gönderene bile gönder. E mail sana döndüğü zaman ne kadar arkadasın var öğreneceksin. Sana iyi bir arkadaşlık haftası diliyorum.Senin arkadaşlığın için çok teşekkür ediyorum.Senin tahta perdene koyduğum çivi için beni affet.
taslak

23 Ocak 2008 Çarşamba

DELİ BAL

değerli arıcı dostlarım karadenizin balını değerli kılan ve şifası bol olan komar yada diğer adıyla orman gülü çiçeği sarı olanına nazaren daha açık ve arı içine daha rahat girebilir yaprakları ise sarısına nazaren daha kalın ve parlaktır
yine aynı familyadan olup çifin,orman gülü yada ağu adlarıyla anılan yaprakları diğerine nazaran daha mat ve ıtırlı çiçekleri diğerine nazaran daha konik olduğundan arı kolay giremez içine genellikle çiçekler dökülünce arılar bal alma şansına sahip olurlar o da yöremiz çok yağış aldığı için bal alınmadan yıkanır gider deli bal üsülüne uygun kullanilirsa bir çok derde devadır.
sahil şeridinde ikisi bir arada görülür iç kesimlere gidildikçe sarısı görülmez günümüzde ise artık eflatun olanının ancak çok yükseklerde kaldığı sahil kesimlerde odunu pek makbul olduğu için kalmamıştır yani benim bahsettiğim 20 sene öncesi komarla kaplı bir çok arazilerimiz mevcuttu şimdi ise sadece ormana ait olan arazilerde mevcut bulunmaktadır tapulu arazilerde pek olduğunu zannet miyorum değerli arıcı ahmet ağabimize teşekkür ederim bu resimleri bana yolladığı için ayrıca kendı blg undaki resimlerde bu bitkiyı daha iyi görebilirsiniz

21 Ocak 2008 Pazartesi

sıkıştırmadan dolayı iç ısı yükselince yavru ve yumurta

geçen pazar arıları mümkün olduğu kadar sıkıştırmıştım kovan içi ısı artınca
bu gün 21 ocak 2008 pazartesi yaptığım kontrollerde bir kaç koloni hariç bir bütün kolonilerde günlük sütlenmiş ve kapalı yavru mevcudu bulunmakta.carşamba dan sonra hava ısısı düşeceğinden bu gün yavruların üşümemesi maksadıyla kolonileri bir kaçı hariç üç çıtaya kadar sıkıştırdım bu şekilde yavrulu çıtalar ı tamamen arı kaplamış oldu .

işte o herkesin yardımcısı meşhuur ertuğrul sayın bakanımızın kurstaki foto muhabiri bahtiyar ağabinin atölyedeki en büyük yardımcısı üstüne üstlük birde öğrenci akşamki kursun en genç üyelerinden biri geleceğin en büyük arıcı adaylarından biri


20 Ocak 2008 Pazar

hocanın yaptığı herşeyi yapmak zorundamısın be arkardaşım

iki ayrı objektiften bir birine yakın pozlar
bilindiği üzere sayın bakanım 30 aralıkta motordan düşerek yaralanmıştı aradan 20 gün geçmedi ki öğrencisi motordan düştü enteresan olan sanki ikisininde yaralanan uzuvlar sağ eller ve sol ayaklar sayın hocam Oktay ERDEM dersine okadar iyi çalışmışki yaralanma şekli bile hocasının kinin aynısı.her ikisinede allahtah acil şifalar diler. allah muhabbetlerini artırsın.

doktorum sınıfın pür dikkat öğrencilerinden biri bak mayınsiz bir an gözü objektife takıldığına
oysaki bütün ders boyunca pür dikkat öğrencilerden di özellikle bakanım doktorun ders dinlemesine hayran kalanlardan biri.

arıcılık kursundan muhtelif görüntüler











doktorum ERDEM kardeşlere Ali TÜRKÜN sultan beylinde yaptırıp kendine kardeşlere verilmek üzere emanet ettiği keki törenle teslim alırken taraflar gayet mutlu kimileri emanetleri teslim almaktan kimisi ise teslim etmekten

16 Ocak 2008 Çarşamba

ARI ZEHİRİ AİDS VE LÖSEMİYE İYİ GELİYOR:

değerli arıcı kardeşlerim ARICILIKSEKTORU.COM dan dikkatımı çeken bu yazıyı sizlerle paylaşmayı uygun gördum değerli hocamızın yapmış olduğu bu açıklamayı bütün arıcılarımızın dikkat le uygulamaları dileğiyle
Uludağ Üniversitesi Yenişehir İbrahim Orhan Meslek Yüksek Okulu ile Yerel Gündem 21'in düzenlediği arıcılık konulu konferans ilgi gördü. Öğrencilerin yanısıra ilçede bal üretimi yapan çiftçilerin katıldığı konferansta konuşan Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Levent Aydın, Türkiye'nin ürettiği balın yarısının ihraç edilmesinin iyi olacağını belirtti. Aydın, "Ancak bizim ihraç ettiğimiz balda antibiyotik kalıntısı olduğu için geri geliyor ve bu bal iç piyasaya satılıyor. Bu çok tehlikeli bir durum. Çünkü antibiyotikli bal kansere bile yol açabiliyor. Bunun için çok dikkatli olmalıyız" dedi. Arı zehrinin çok önemli bir zehir olduğuna da dikkat çeken Aydın, "Ülkemizde yılda 2 kilo arı zehiri ancak çıkıyor ve gramı 200 ile 700 dolar arasında alıcı buluyor. Bu zehir AIDS ve lösemi gibi hastalıklarda kullanılıyor. Ancak biz bunları hiç düşünmüyoruz. Bursa ve Yalova Türkiye'nin en bol polen olan yeri, fakat farkında bile değiliz. Maalesef ülkemizde arıcılık şuurlu bir şekilde yapılmıyor.
Gittiğimiz yerlerde bakıyoruz tüm kovanlar yerlerde. Kovanın en büyük düşmanı rutubettir. Bunu bilmiyoruz. Arı soğuktan değil, susuzluktan, açlıktan ve hastalıktan kaybedilir. Dünyanın en temiz hayvanı arıdır. Ancak bizde kovanlar maalesef temiz değil. Eğer ülkemizde arıcılık veteriner denetiminde yapılsa, bal üretiminde dünya birincisi oluruz" diye konuştu.

15 Ocak 2008 Salı

bu yazı değerli hocamız Devrim OSKAY in www.aridostu.com sitesinden alınmıştır

Ana arılarının koloni içersindeki başarılı saltanatı, çiftleştikleri erkeklerin sayısı ile alakalı olduğu bulundu.Amerika’da bulunan North Carolina Üniversitesi bal arısı laboratuarlarında çalışan Dr. Freddi- Jeanne Richard, Dr. Christina Gorozinger ve Dr. Davit Tarpy çalışma grubu, çok sayıda erkek arı ile çiftleşen ana arıların işçi arılar tarafından daha çekici bulunduğunu gösterdiler. Çalışma grubu ana arıların ürettiği feremonların veya kimyasalların birleşiminin ana arının çiftleşme sayısına bağlı olduğunu belirmiştir.
Bal arısı kolonisi bir ana arı, binlerce yumurtlama özelliği olmayan dişi işçi arı ve döneme göre sayıları değişen yüzlerce erek arıdan oluşmaktadır. Ana arı hayatının çoğunluk süresini yumurta yumurtlamakla geçirir. Bununla beraber petek gözünden ergin arı olarak çıktıktan kısa bir süre sonra birden fazla çiftleşme uçuşuna çıkar. Bu sürede ortalama 12 erkek ile çiftleşir. Ana arı erkek arılardan aldığı spermleri vücudunun karın kısmında bulunan sperm kesesi organında depolayarak, bunları hayatı boyunca kullanır. Ana arının yaşama süresi 2–7 yıl arasında değişir.
Bununla beraber bazı ana arılar bu kadar uzun yaşayamazlar. Onlar işçi arılar tarfından red edilebilirler. Richard, Tarpy ve Grozinger çalışmalarını bu red edilme mekanizması üzerine yoğunlaştırdılar.
Bilim adamları çiftleşmenin ana arı üzerine etkisini anlaya bilmek için iki grup oluşturuldu. Birinci grup ana arılar bir erkekten elde edilen sperm ile, ikinci grup on erketen elde edilen sperm ile yapay tohumlama tekniği uygulayarak çiftleştirildi. Ana arının bakımı ile ilgilenen işçi arıların çok sayıda erkek ile çiftleştirilen anaların vücutlarını daha fazla yaladıklarını, antenlerini daha fazla ana arılara sürttürdüklerini gözlemlemişlerdir. Bu bize ana arıların kaç tane erkek arı ile çiftleştiğini söyleyebilecek yeni bir davranış mekanizmasıdır. Bir çok hayvan gibi, bal arıları da bir birleri arasında iletişim kurmak için feromon kullanırlar. Bilim adamları ana arıların feremon salgılayan mandibular bezlerini analiz ettiklerinde çok sayıda erkek ile çiftleşmiş ana arıların feromon bileşenlerinin diğerlerine göre önemli derecede değişim gösterdiğini bulmuşlardır. Yine işçi arıların çok sayıda erkek arı ile çiftleşmiş ana arı feromonlarını tek erkek ile çiftleşmiş ana arı feromanlarına göre daha yüksek düzeyde tercih ettiklerini bulmuşlardır. Ayrıca yine aynı araştırmacılar çok sayıda erkek ile çiftleşmiş ana arıların beyinlerinde bulunan davranış ile ilişkili genlerin diğer gruptaki ana arılarınkinden farklı olduğunu bulmuşlardır.
Bütün bu araştırmalar çok sayıda erkek arı ile çiftleşen ana arıların koloni içerisinde daha başarılı olduklarını göstermektedir. Arıcılarımız ana arılarını yenilerken, işçi arıların ana arıya karşı gösterdikleri davranışları gözlemliyerek, ana arının çok sayıda erkek ile çiftleşip çiftleşmediğini anlayabileceklerdir. İşçi arıların bu davranış özelliklerinden faydalanılarak ana arılarının kaliteli olup olmadığı rahatlıkla anlaşılabilinecektir. Damızlık işletmeler bu özelliklerden yararlanarak daha yüksek kaliteli ana arılar yetiştirebileceklerdir. Yapılan bu araştırmaların sonuçları 2007 yılında PLoS ONE adındaki bilim dergisinde Effects of Insemination Quantity on Honey Bee Queen Physiology başlığı ile yayınlanmıştır

13 Ocak 2008 Pazar

bu koloninin çerçevelerinde bir damlabal ve polen yoktu bütün ihtiyaçları üsten verilen bal, kek ve polenle idare etmekteler.enteresan olan ise kekleri aralık ayında verilmiş o tarihten bu güne kadar üzerindeki keklerden gözlere koymazlarmı donmuş balıda verdiğim 10 günden fazla zaman olduğu halde

ARILARI SIKIŞTIRMA

bu yıl kovan mevcütlerinde çok anormal durumlar var 7 -8 çıtayla sıkıştırdığım kovanlar şimdi en fazla 3 çıtada arı var birde geçtiğimiz yıllarda bu mevsimlerde avuç içi kadar yerlerde devamlı yavru mevcudu olurdu bu gün 16 koloniyi tektek elden geçirdim inanın hiç birinde bir tane dahi yavru görmedim.
oysaki geçen yıllarda arılara kek bal verince mutlaka yavrulu bir alan bulunurdu bu yıl bir fazlasını yaptım polen dahi verdim ama yavru yok. bu gün havanın güzel sıcak olmasından istifade ederek sıkıştırmalarını yeniledim 16 kovandan 20 çerçeve çıkararak dahada sıkıştırmış oldum.

meşhurr sucuk

sayın arı bakanımız Ali TÜRK sucuk imalatçılığındada idda lı olduğunu beyan ederken bu iddi asını sayın KAYSERİLİ doktorumuz Muhteşem TURUNÇ a kabul ettirdiği her ikisininde yüz ifadelerinden belli olmakta.

12 Ocak 2008 Cumartesi

ÖLDÜRMEYEN MEVLAM ÖLDÜRMEZ

öldürmeyen ALLAH CC lühü öldürmez.

günün anısı bu gün sayın bakanım Ali TÜRKÜN arılığında mucize olay yaşadık ali ağabinin blog unda çok ünlü olan meşhuuur muğlalısı ölümden geri geldi.


arılığa girdiğimizde bütün kovanlarınuçuşlarını kontrol ettik ALLAHA şükür ölü yoktu ve hemen o arıya yöneldi ali abi baktı gidici ama arılar çok zayıfta olsa kıbırdıyorlar hemen kestane balını sulandırarak üzerlerine serpti ana arıdada çok hafif hareket var avuçta ısı verdi biraz sonra doktorun mini ocağında taş ısıtıp içne koydular ve üstünden biraz daha şurupladıktan sonra
üzeri güneş alacak şekilde naylonla örtüldü
ve mutlu son arılıktan ayrılmadan önceki kontrölde arı kendine gelmiş vede üzerine dökülen şerbetleri gözlere bile doldurmaya başlamışlar
daha sonra ana arı ve durumları kontrol edilip kapatıldı

arık arı geri gelmişti baygınlıktan hayata dönüş yaptı bu da son anda yetişilmiş olmanın faydaları sonradan iyice kekleyip arı kapatıldıkekli resimleri nasıl çekmedim bende bilmiyom. arada 2 resim silebildim ve geri yüklemesini yapamadım ve hatta gün ile ilgili çok resimlerim var ama bu resimleri yüklemek bütün gecemi aldı ayretten Halil BİLEN kardeşimize yardımlarından dolayı teşekkür ederim olmasaydı bu resim ve yazılar karman çorman bir şekilde yayınlanmıştı.

11 Ocak 2008 Cuma

11 01 2008 cuma güneş ve arılar

bir çok arıcı arkadaşımın arılarının ölümü beni çok üzdü. uzun zamandırda arılığa gitmemiştimzaten gitsende o havalarda birşey anlamak mümkün olmazdı. havayı güneşli görünce cuma namazından sonra arılığa gittim. zaten 3 tane zahiyat vermiştim. daha öncede belirtmiştim yine sayımız epeyce eksilmişti sonuçta girdim arılığa güneş arılığı bir bahar havası gibi ısıtıyordu baktım ortalık oğul brakmış gibi kaynaşıyor o anı çekemedim çünkü arı girip çıkışı olmayan kovanlar vardı onları kontrol etmek için hemen içeri daldım şükürler olsunki hepsi sağlamlar boş geçmeyim diye bu videoyu çektim

9 Ocak 2008 Çarşamba

değerli arıcı dostlarım bana verilen bilgiye göre kurs aday kadrosu dolmuştur.

7 Ocak 2008 Pazartesi

Ümraniye Halk eğitim merkezine bağlı olarak 12-01-2008 tarihinde başlayacak olan ve cumartesi pazar günleri 19-21 saatleri arasında zıraat mühendisi Kerim YENER tarafından teknik arıcılık kursu verilecektir Ümraniye ve cıvarındaki arıcıların katılabilecekleri arıcılık bilgi ve becerilerini geliştirip arıcılık kurs belgesi almak isteyenleri kursumuza bekliyoruz.




kurs yeri: Yunus Emre mahallesi
cebiler ap no 25
Yenidoğan ÜMRANİYE

RİZE KALKANDERE li arıcı ağabimiz İsmail CEBİR in yeni doğandaki arılığına ziyaret

06-01-2008 pazar günü Kerim YENER hocayla RİZE KALKANDERE li İsmail CEBİR ağabinin Yeni doğandaki arılığını ziyarete gittik.İsmail ağabinin arka kısmında görülen külübe gezginci arıcının olmazsa olmazlarından bu külübe sökülüp bir kaç parça halinde kamyona yüklenip istenilen yere götürülebiliyor.
Zıraat Mühendisi Kerim YENER bu beldede açacağı arıcılık kursu ile ilgili değerlendirmelerde bulunup yer ve zaman belirlemelerinde bulundu.
İsmail ağabimizin en büyük arzusu İstanbul anadolu yakası arıcıları olarak kooperatifleşmek.
İsmail ağabinin deyimiyle kış günlerinde bütün gününün geçtiği kovanların bakım yeniden imalatın olduğu mekanı bu mekanda arıcılıkla ilgili yok olan şey yok.

Kerim YENER ve İsmail CEBİR ağabi birlikte görülmekteler


İsmail ağabi kolonilerinin kafkas ırkı olduğunu ve kar yağmadan önceki güneşli günlerde ki kontrollerinde hemen hemen bütün kolonilerinde açık ve kapalı yavrunun mevcut olduğunu bunun üzerine 2 şer kg kek verdiğini Kerim hocaya anlatırken



İsmail abi Kerim hocaya arıları ile ilgili bilgiler verirken




İsmail ağabinin arılığından bir bölüm





KARADENİZ linin olmazsa olmazlarınndan her RİZE linin arılığında mutlaka eksik olmayan kara kovanlar değerli hocam Mustafa KABAOĞLU nun kini inceleme fırsatı bulabilmiştik ama İsmail abininkilere kar engeli vardı.





5 Ocak 2008 Cumartesi

Nur kovan ve bal üreticisiMehmet ÇİFTÇİ yi ziyarete gittik Kerim YENER hocayla birlikte
Mehmet amca arıları ne kadar seviyorsa arılar onu hiç sevmiyor geçen yıl asi nehri kenarında etrafi çitle çevrili arazide nehrin taşması sonucu 100 ün üzerinde kolonisi telef oldu buyılda yine trakya dönüşü paşa köy e fundaya götürdüğü arıları bize tarif ettiği şekilden anladığımız kadarıyla varovadan öldüğünü düşünmekteyiz. dediğine göre yavrular delmişler dışarı çıkamamışlar çerçevelerden oysaki varova yavruları arıdan daha önce oluştuğu için çıkmişlar yuvadan ve arılar ise çıkamamışlar ve böylece yine 100 ün üzerinde kolonisi sönmüş.
Mehmet amcanın meşhur tabelası hemen hemen her yöre balı mevcüt bu amcamızda
Kerim hoca ve Mehmet amca kovan imalathanesindeler



Mehmet amca yeni sezona hızlıbir şekilde hazırlanmakta bunlar kovanın muhtelif yerleri ayrıca hazırlanmış kovanlar




yine bir çok kovanların muhtelif yerleri hazırlanmış





bunlarda hazırlanan ve ballıklar ve kapaklar henüz kuluçkalıklar monte edilmemişler.






gerçek alman malı bayer firmasının ürettiği perizin harıcındeki X firmaların üretmiş olduğu perizin

bütün arıcı dostlarıma iyi günler dileğiyle yazıma başlıyorum bu gün saat 13 00 cıvarlarında Kerim YENER hocamla birlikte kastamonu kökenli alemdağ ekşioğlu mahallesinde oturup evinin karşısındaki dükkanında kovan imalatı yapan ve ülkemizin bir çok yöresinde arıcılık yapan Mehmet ÇİFTÇİ ağabimizin ziyaretine gittik.
geçen yıl çambalı mevsiminden sonra kovanlarını asi nehri kenarında çit le çevrili bir yerde arazide nehrin taşması sonucu 100 lerce kovanı telef oldu.
bu yılda yine trakya dönüşü kovanlarını paşa köy cıvarında fundaya götürdü ve iyi bir varova bakımı yapamadığından dolayı yine kendi deyimi ile 150 cıvarı kovanı sönmüştür.
yine bu gün kendisiyle birlikte tekirdağa arıları beraber götürdüğümüz arıcı arkadaşıma sordum durumlarını çünkü o X firmasının bayer patenti altında üretilen perizinini kullan mıştı varova mücadelesinde sonuç 2005 yılında benim başıma geldiği gibi lavralardan önce varova hilleti çıkınca arılar içinde çıkamadan ölmüşler ve 10 cıvarı kolonisi sönmüş ve diğer kolonilerin durumlarıda iyi değil konuyla ilgili araştırmam bununlada kalmayıp RİZE- PAZAR tütüncüler köyünden arıcı mehmet amcayla rastlaştık alemdağda kışın buradaki oğlunun yanında kalmakta sordum arılarının durumlarını zaten dedi benim beyaz kovanda işlediğim böğürtlen dikenleri yok etme amacıyla arı kolonisi sayısı bitme noktasına gelmiş dedi varovadan sordum 40 ytl ye perizin almış çerçevelere püskurtme yöntemiyle yaptım dedi 3 kere randıman alamadım dedi sonra başka bir ilaç yaptım avuç avuç döküldü dedi tabiki bu abimizde birkaç kolonisinikayıp ettikten sonra benim esas anlatmak istediğim şu Kerim hocanın dediğine göre alman Bayer firmasının ürettiği perizin in içinde 50 cc lik şırıngası içinde oluyormuş ben henüz o ilaçla tanışamadım vede fiyatı 70 ytl imiş. 40 ytl cıvarındaki ilaçları kullanan arıcı kardeşlerime hüstana uğramama maksadıyla geçte olsa bir uyarı olsun çünkü şu anda lavra olmadığı için varova arıların sırtlarında barınmaktalar ve koloni çöküşlerine sebep olmaktalar.

4 Ocak 2008 Cuma

Yalova Arıcılar Birliği Başkanının Yazısı
Birliğimiz yönetim Kurulu ve arıcılarımızla 26.12.2007 tarihinde Milliyet gazetesinde yayınlanan “Bal Sanayicileri İthalat İstiyor” başlıklı haberi okuduk ve üzüntü ile karşıladık.Konu olan haberde Balparmak firması kurucusu ve Bal sanayicileri derneği 2. başkanı Özen Altıparmak’ın demecinde; “Temiz ve sağlıklı bal bitti. Piyasayı hileli ve kalıntılı bal işgal etti.” demeci çok üzücü ve düşündürücüdür. Bal Sanayicileri 2. Başkanı olarak verilen demeçle Bal sanayicilerinin piyasada olan balları sahte ve kalıntılı mıdır? Tüketicilerimize balın özelliklerini tanıtmamız gerekirken, bazı firmaların zamanında yaptığı basitlikle ve zararlı “bizden başka herkesin balı kötüdür” politikaları ile mi hareket etmeliyiz? Daha kaç altın yumurtlayan tavuk kesilecek? Apimondia- Dublin kongresinde Türk Ballarında cloran-fenicol çıkmasının açıklamasını kimse yapmamıştır. Türkiye de kullanımda bulunmayan bu ilacın ballarımızda çıkması şüphe uyandırıcıdır. İthal edildikten sonra, yurt dışına Türk Balı olarak satılan balların ülkemiz ekonomisine ve tüketicilerimize zararları ortada değil midir? Daha nasıl İthalat kelimesi telaffuz edilebilir ki? Geçirdiğimiz 2–3 yıldır gereksiz spekülasyonlardan dolayı baldan para kazanamayan Arı Yetiştiricilerinin bir başka krizle boğuşmasının faydası kime daha çok olmuştur? 2–3 yılın arıcılarımız tarafından analizinin yapılabilmesi büyük önem taşımaktadır. 2 yıl önce “ballarda kalıntı var ve sahte bal çok” denilerek piyasadan ballar seçilme usulü ile alındı. Üreticiler Ayçiçeği ballarının tenekesini 65–70 YTL/26 Kg. ye sattılar. Bir sonraki yıl Ayçiçeğinde verim %50 düştü. Bu seferde 9000 ton bal ithalatı yapılacak denilerek 100–150 YTL/26 Kg. fiyatlarla bal satıldı. Sadece ayçiçeği balında arıcılarımızın eline geçen parada hiçbir farklılık olmadı. Ama arıcıların can çekiştikleri senelerdeki bal fiyatlarının karlılığının tadı; birilerinin damağında kaldı. Arıcılarımızın ayakta durmaları nasıl beklenir? Yılın büyük bir çoğunluğunu evlerinde uzakta ve sürekli masraf yaparak üretimde bulunmaya çalışan arıcılarımızı ayakta durmaları ne kadar zordur. İthalat rüzgârları durunca tekrar rüzgâr estirme çabaları mıdır? Rüzgâr deyince Yunan Mitolojisi hatırıma geldi; Mitolojide Truva Savaşı için Agamemnon’un rüzgâra muhtaç gemilerini hareket ettirmek için kızı İphigenea’yı Artemisi’e kurban etmesi ne kadar üzücüdür. Arıcılarımız daha ne kadar kurban edilmeye çalışılacak, sabırla bekliyoruz. Avrupa bizden Türk Balı isterken, biz insanımıza vasıfsız ithal balları mı yedireceğiz?Mustafa YıldızYalovaArı Yetiştiricileri BirliğiYönetim Kurulu Başkanı

bu ne kovan merakı İsmail kardeşim

bu ne arı aşkım be kardeşim bu günkü havada bas gel alemdağa kereste almaya
5 det 400x30 kalası minnacık taksıye sığdır seninkide işmi be ismail kardeşim

traktörmü kamyonmu taksimi be kardeşim gelki fotoda işyok ama ne yapalım bu seferlik idare edelim


3 Ocak 2008 Perşembe

ALEMDAĞ a mevsimin ilk karı

bu gün 2008 in 3. günü alemdağa mevsimin ilk karı yağdı ama çok sürmedi şu an bu video yu yüklerken saat 21 cıvarları yerlerde çok az kar var inşallah gece yağış devam eder de arılar salkım yaparlar yoksa arıcılar olarak durumumuz iyi değil. kar yağışını oturduğum yerden ara ara çekim yaptım bir kaç kez içlerinden en fazla kar olan buydu.

2 Ocak 2008 Çarşamba

FINDIK VE POLEN

hatırladığım kadarıyla fındıklar çiçeklerini son baharda açarlardı yoksa yanlışmı hatırlıyom budurum havaların güzel gitmesinden dolayımı yoksa normal bir durummu.?

1 Ocak 2008 Salı

bu gün arılığa iki ziyaretçim geldi biri uzman arıcı zıraat mühendisi Kerim YENER diğeri çiçeği burnunda hacı arıcı dedemiz Osman ÇAKIR Kerim hocanın arıcılık sohpetları bam başka olaylara bakış açısı daha başka Kerim yaratıcılığı ise dahada başka hocamızdan bu büyük buluşunu sabırsızlıkla bekliyoruz.artık varova diye bir mahluk tanımıyacaz inşallah.artık enkısa zamanda bu buluşunu açıklamasını bekliyoruz.
kekleri henüz bitmemiş ilave olarak mevcut durumlarına göre donmuş bal takviyesi yaptım

küresel ısınma nın arılardaki yan etkileri

bu koloni kasım ayı itibarı ile iki ful çıta arı diğer üç çıada ise bal ve polen dolu idi
ballar sıfır tüketilmiş yağma olmuş olsaydıçıtaların üst kısımları beyaz olmuş olurdu

sadece sağ ve solun dış kısmında kalan yerlerde yok denecek kadar mühürlü bal kalmıştır


arılarn bir kısmı olu gönuyorlar ve hatta dikkatlı bakılırsa üst kısımda kek bulunmakta keke rağbet etmemişler çıta üzerinde



arıların az bir kısmı ise kovan dibinde gözükmekteler yağmadan dolayı aç kalsalardı bölgü tahtasına doğru bulunan kırıntı var olan çıtaların altındada bulunurdu.benim görüşüm balın tükenmesi sonucu açlık ölümü.
bu gün arılıkta ziyaretçilerim vardı biri uzman arıcı zıraat mühendisi
Kerim YENER diğeri ise hac dan yeni gelen Osman ÇAKIR arıcı abimiz idi
Kerim hoca kovan içinde 4-5 tane varova ölüsü gördü bu kovan varovadan öldü diye tutturdu bende sen ne dersen doğrudur dedim.
not: çok yakında varova hilletinden kurtuluyoruz çünkü Kerim hoca yeni bir ilaç keşfetmiş kendi arılarında denemiş sonuç mükemmel bu yazı altına yorum olarak eklerse banada seve seve yayınlamak düşer.