ARI VE ARICI DÜNYASI

ARI VE ARICI DÜNYASINA HOŞ GELDİNİZ

28 Eylül 2009 Pazartesi

YALOVA ZİYARETİ

bu gün daha önceden söz verdiğim hemşerim yunus kantaroğlunun yalovadaki arılarını kontrole gittim

yalovaya gelmişken dedim yunusa güngör abiyi bir görelim zaten gidecez kek alacam dedi kendisi ile tlf aracılığı ile tanışıklığımız var fakat bire bir görüşüklüğümüz yoktu yalovalı arıcı dostlarımızın bütün ihtiyaçlarını karşılayan güngör abimiz bu günkü uğraşı polen ayıklamaktı
sonrasında yalovanın bir mahallesine yunus katdeşimizin çiftliğine geldik ortam tam tipik bir karadeniz yaşam tarzı arıları mevcut bahçede ekilmedik bir karış yer yok maşallah sübhanellah
incirlerin sonuna yetiştim bu incirler diğerlerine nazarençok daha iri olmaktalar son kısımlar olduğu için fazla irileşme olmamışlar
üzümler ise maşallah çok süper bu yıl verimde çok güzel aslında yunus kardeş bu gün buraya üzüm toplama maksadı ile geldi ama evdeki hesap çarşıya uymadı arıların 5 tanesini kontrollerini bitirdim sıkıştırmalarını yaptım 6. ya sıra geldi kovanı açtım kovan da 8 çıta arı mevcudü var dıştan bakılışta çok güzel fakat kapağı açar açmaz arılar demezmi bizim anamız yok ilk çıtayı çektim ana yüksuğu yeni yapılmakta ara tara ana yok mevcut çok güzel başkası ile birleştirilecek bir arı değil önce ben ali türk'ü aradım var okeyini aldım mesafe deniz aşırı olduğu için yalovalı bir kaç arıcıyı aradı yunus kimsede yok mecburi istikamet ali türk gittik gebze belediyesine vatandaş arazi olmuş bizi dışarda karşıladı gittik üretim çiftliğine

bizim hacı seyithan abi okadar yorgun düşmüşki bitkin bi çare halde zoraki adım atar halde karşıladı bizibu arada yeni ofisler bitti ana üretimi için yeni saha açılmış seneye nasip olursa daha fazla kutu ile üretim yapılacak
öncelikle 1 tane yunus kardeşe 2 adet te çanakkaleye gitmek üzere 3 ana yakaladık günün anısına birde resim çektim bunlara

yalovadan gelirken bakana üzüm getirdiydim birazda seyithan abiye verdi bakan ki asistansız yersem boğazımdan geçmez diye.? tam arabaya bindik düşündüm ben bunları akşam blogda yazınca yusuf şimşaf fırçayı basar banaki bana niye haber vermedin diye aradım uzun bir görüşme sonrasında 1 anaya ihtiyaç olduğunu söyledi indik tekrar arabadan önümüze önce
ilhami abinin fakiri çıktı ali açtı içini baktık işler yolunda gibi enteresan olan ise bölgü tahtası
sonrasında şimşak eyaleti başbakanına verilecek olan sosyetenin olduğu kovanın başına gittik
sosyetede işler yolunda gidiyordu taki yusuf şimşağın oluncaya kadar

sosyete mekanından yakalandı bir kanadının bir ucu birazcık kırpıldı
sonrasında senenin rengi damgası vuruldu ve bu yazıyı yazarken şu anda saat 00 25- 29 eylül salı vızır vızır seslerini duymaktayım bilgisayar dolabının üzerinde

25 Eylül 2009 Cuma

sarıcalar

sarıcalar bu yıl herşeye bağışıklık kazandılar sadece ciğerli tuzak hariç bu yıl sarıcalar ilk bahar ve yaz sezonunda ana arılarının suya geldiklerinde bayağı öldürmüştüm ama yaz sezonunun sonuna doğru geldiğimiz şu günlere kovanları bayağı rahatsız etmekteler kovanların ağızlarını sert straforla bayağı daralttım fakat arılar kendi arzuları doğrultusunda yine açmaktalar. önceki yıllarda pet şişeleri kesip şişeye üst kısmını huni şeklinde geri takıp içine ekşimiş şurup, kola, sirke bira ve ballı suları koyduğumda içleri sarıcalarla dolmakta idi bu yıl bunlara hiç rağbet yok sadece kapanlara ciğer takıp anca yok etme yöntemine gitmekteyim bu gün artı olarak 4 tane kapana 1 er tane hamsi koydum ama sadece üsteki vıdo su görülen kapan bu gün olağandan fazla sarıcayı kendine hapsetti

21 Eylül 2009 Pazartesi

arılarla bayramlaşma

bu günü arılarla bayramlaşma ya ayırdim sabah namaz saatinde sel olacak derecede yağmur yağıyordu namaz sonrasında tekrar yattım madem yağıyor. saat 10 gibi karktım günlük güneşlik bir hava var hemen kahvaltımı yaptım evden çıktım öyle bir yağmur bastırdıki hani derlerya asılda göğe çık gök yüzü sanki akşam olmak üzere gibi karadı çıktım bir kere artık dönüş yok indim merkeze münübüs karkmak üzere bindim gittim arıların olduğu köye öyle yağıyor ki bişey yapabilmek mümkün değil bir ara hava açar gibi oldu kekleri eksik olanları tespit ettim hazırladım kekleri. sonrasında güneş geldi kovanlarda genel  kontrol yaptım mevcütlerde oldukça gerileme var yani bayağı çıtalar boşalmış gözüküyor yani arı belki havanın soğumasındanda olabilir bayağı çekilmiş. fakat sevindiğim taraf kapalı ve açık yavru mevcut leri oldukça iyi genelde bazılarında 5 bazılarında 6 çıtada bal kemerinden sonra yavru mevcut leri var

bir çok kovan 2 kez kekleri bitirirken bu kovan ise henüz ilk 500 gr cıvarındaki keki anca bitirdi bu kovan 10 çıtada arı mevcudu var 6 çıtada yavru var.bayram oluşu münasebeti ile herhalde olduğundan fazlaca öpüldüm şaka bir yana havanın kapalı oluşu vede yağmur münasebeti ile bal ve polenin yıkanmış oluşu sebebi  arılar huzursuz ve saldırı olağandan fazla bazı güçlü kovanlarda bile çiğ yavru atıldığını gördüm halbuki hava o kadarda soğumadı.

deneme maksatlı 10 gün kadar önce normal polensiz çıtaların arasına yukarıda görünen polenli ve yeni yeni kurtlanmaya başlamış çıtayı koydum ve formik asit ile asetik asiti karıştırarak bu bu çıtaların bulunduğu kovanın üzerine boş kat koyarak koydum hatta biraz çekine çekine ikisini katıştırdım hani ikiside kimyasal madde ya reaksiyon patlar gibilerinden bu bün yaptığım kontrolde
kurtçuklar belli bir aşamaya geldiler ve yukarıda göründüğü şekilde öldüler ve diğer peteklere siyaret etmediler ve önemlisi sadece bulundukları yerde kaldılar normalde tünel açıp ilerleme göstermediler.
dişarıda heryer su dolu olduğu halde arılar bu gün kapalı yerde ki suluklarını tercih ettiler
bu mevsimde kaplumbağalar pek gözükmezdiler ama nasıl oldu ise bizimki halen bahçede yağmur yağarken fırsattan istifade kanola tohumlarını serpiştirdim arılığın önündeki bahçeye böylece yağmur sayesinde çapalamayada gerek kalmadan o işide halletmiş olduk.bu arada sarmaşıklardan bayağı polen çektiler arılar halende çekmeye devam etmekteler fakat bir türlü polenli arı resimi çekmek aklıma gelmedi. sarıcalarla bayağı başım dertte bu sene şişelere ne koydumsa hiç sarıca girmedi sadece kapanlara ciğer konulunca girmekteler bu günde ciğer alma aklıma gelmedi.bu gün arılık cıvarında biraz yuvalarını aradım ama bulamadımüstelik hertarafım çamur içinde kaldı hele bizim bu yörenin çamuru öyle piski bir ara yürüyemeyecek hale geldim ayakkabılarım yerden karkmayacak vaziyete geldi.

20 Eylül 2009 Pazar

BAYRAM MESAJI

TÜM İSLAM ALEMİNİN VE ARICI DOSTLARIMIN MUBAREK RAMAZAN BAYRAMINI KUTLAR SEVGİ,SAYGI VE MUHABBETLERİMİ SUNARIM

16 Eylül 2009 Çarşamba

BÜYÜK GEÇMİŞ OLSUN VE ALLAH YARDIMCILARI OLSUN

istanbul lu arıcılardan kerim yener ve osman çakır abimiz'e, müslüm yıldırım ve beraber oldukları bir kaç arıcı arkadaşlarımıza büyük geçmişler olsun bu yıl arılarını tarakyaya tekirdağ kumbağ mevkiine götürmüşlerdi geçen hafta yağan yağmurlardan oluşan ve kerim hocanın anlatımına göre 40 km den oluşup gelen sel kaç arkadaşın olduğunu bilmiyorum ama toplam 260 adet koloni, bal süzme makinaları, 3 tane çadırları anlayacağınız kerim yener kardeşimizin deyimi ile arıcılığa kırmızı kalem çektiler
müslüm yıldırım abi arıcılığa yeni başlayan abilerden biri çok ta hevesli idi ama ne yazıkki 2-3 yıllık arıcılık heyecenı hüsranla sonuçlananlardan allah yardımcıları olsun hepsinin

7 Eylül 2009 Pazartesi

arıcı dostun ziyareti ve sarıcaların arılığın içinde yuva kurması

bu gün şile taraflarında amatör olarak arıcılık yapan bir dostum metin çelik kapı sahibinin arılığıma ziyareti
bu yıl sarıcaların arılık etrafında biraz daha fazla olduğu dikkatimden kaçmadı her ne kadar kapanlara onlarca sarıca yakalandıysada yinede oldukça fazla idiler hatta bu gün bir kaç kez kovanların içine daldıklarını gözlemledim bir ara baharda şurup kaynattığımyerde sarıcaların yoğun bir şekilde olduğunu fark ettim hatta ayağımın ucu ile biraz otları açtım önceki gün kapanların ciğerlerini değişmiştim acaba oraya attımda onumu yemeye çalışıyorlar diye tam bakmaya fırsat olmadan gelen arkadaş aradı tarif ettiğiniz yerdeyim biraz yola doğru çıktım arkadaşı karşılamaya. unuttum sarıcaları zaten bu arkadaşta bizim bakan gibi balkonda arı bakanlardan. neyse onu yolcu edip bir kaç kutunun anası yoktu yapmış oldukları yüksüklere lavra transferi ettim depodan çıkarken tekrar aynı yere gözüm takıldı arılar girip çıkıyor
geçen yıl aldığım zehir vardı onu yuvanın deliğine döktüm yuvaya giriş çıkışlar anında stop
vede dışarda kalan sarıcalar içinde bir lehvanın üzerine fare yapışkanı sürerek deliğe yakın koydum bir tane yakalandımı gerisi çorap söküğü gibi geldi
geç saatlerde eve dönerken baktım artık etrafta uçuşan kalmadı yakalanan sarıca oldukça fazla idi
nereden çıktıysa bilmiyorum bu yıl yok diye seviniyordum eşek arısı kendince yapışkana yapışan arılardan alıp gidecek ama kendiside onların akibetine uğradı

1 Eylül 2009 Salı

bu günde kek yaptırma günü

allaha çok şükürki ilk defa randövi saatinden önce buluşabildiksultan beylındeki kek imalatçısı mustafa amcadan saat 18 için randövi aldım şekeri çekip pudra şekeri yapıp gitmemizi bekleyecekti 18 de gittik şeker çekilmemiş bizim murat akın abiden aldığımız balda donmuş bal eritilip şeker makinede çekilene kadarbizde ikindi namazımızı eda ettik mustafa amca limon katacakmısınız dedi katalım dedim 10 tane limon aldımdorama şeklini gösterdi mustafa amca doğrama işleri bizim üstada kaldı mutfakta hiç bıçak tutmadığı belli murtafa amca ben güzel yemek yaparım bizimki ben hiç anlamam taş fırın erkeği elbette anlamaz yemek yapmaktan sonuçta işi bitiremedi mustafa amca elinden aldı anında işi bitirdi.
fokur fokur kaynayan suyun içinde bal eritildi
önceden değirmende çekilip pudra şekeri haline getirilen şeker yoğurma kazanına alındı ve içine limonlar atıldı ve 100kg şekerin içine 25 kg bal ilave edildi
vira bismillah kazan dönmeye başladı 20 dk yoğurma işlemi devam etti
ve 20 şer kiloluk lar halinde poşetlendi daha önce hazıran ayında yaptırdığım kekten elimde 60 kg cıvarında var bu son bahar elimde bulunan kek yeterli bu gün yaptırdıklarımın bir kısmı ilk baharda ana üretiminde eğerde kalırsa tabiki gelecek son bahara. kek ne kadar uzun süre kalırsa o kadar iyi mayalanıyor yani invert oluyor.