28 haziran arılık mesaisi

bu gün trakyaya götüreceğim kovanların altlarına havalandırma delikleri açtım ve 25 kovan ı aktararak içerlerinde düzenlemeler yaptım bal durumu çok iyi sayılmasada fena değil bu gün dikkatimi çeken bir olay akım olmadığından dolayı olsa gerek bütün kovanlar saldırgan dılar istisnasız hangisini açtımsa hepsi aynı ilk bahardan bu güne kadar karnıyılları açarken inanın bir kere dahi olsun maske takmadım ama bu gün maskeyi hiç sırtımdan çıkarmadım üstelik hanım da benimle idi bahçede onu bile çalıştırmadılar doğru dürüst.

bu çıta daha önce yayınladığım polen dolu çıta şükrü koca hocamda yorum yazmıştı bu polen dolu çıtaya cevap yorumundada belirtiğim gibi poenle bloke edilmiş çıtanın gözlerine çok az bir miktar bal koyarak sırlama yapmaktalar
aynı çıtanun diğer yüzü
bu gün hiç nektar akımı yoktu sadece kaliforniya nanelerinden bir miktar akım gelmekte idi bu çiçeklerde polen li arı hiç görmedim mutlaka bal almaktalar
işi öğrendik artık meğersem hüner patateste imiş patates harici sebze koymayınca istenilen kıvamda pişti işteyinede tavuktan ziyade patatesle karnımızı doyurduk beyaz ete nazaren çok daha lezzetli patates.
dalda olan oğulları indirdim ve alemdağ merkezde arıcı arkadaşın eski evinin oraya braktık 10 gün cıvarında kalsın orada sonra tekrar arılığa götürürüm nasip olursa

24 haziran çarşamba kek yapımı

zafer abi ineboluya gidince en az iki ay gelmem deyince dedim hazır burda iken sultanbeyline gidip keki yapyıralım dedim olur dedi zaten bende hem sır alma tezgahı için hemde kayık için çıkmacıdan tahta alacam dedi iki işi bir arada çıkardık
emekli imam mustafa amca hem arıcı hemde sağ olsun böyle bir yer açarak biz arıcıların büyük yardımcısı olmakta önceleri evde 5 kg kek yapmak için çektiğimiz eziyetleri unutamam
mustafa amca1- 1,5 saat içinde hem şekeri çekip pudra şekeri haline getirdi hemde yoğurup teslim etti bizeböylece 2009-2010 sezonu için arılarıma 137 kg kek yapmış oldum 2008 den kalmada 20 kg kadar var bu son baharı çıkarırız.

eşkiya tavuğu 2

bu gün msn de yusuf şimsak ile konuşurken mevzumuz eşkiya tavuğu idi. saat 10 da karkmıştım kahvaltı 11 de yapıp arılığa gitmeye niyetli idim bilgisayarı açtım msn de şimşak var biraz konuştuk yok yapamazsın yakarsın v.s. sonra gittim arılığa önce zafer abinin dün akşamki kaçağı kontrole çıktım ağaca bir kısmı koyduğum kutuya girmiş bir kısmı değilde bir kaç tane bir şeyin üzerine topak oluşturmuşlar avucuma aldım içinde ana arı neyse zoraki kurtardım koydum kafese aradım zaferi bu gün araç muaynesini yaptıracaktı dedi işim bitti geleyimmi gel dedim hemde eşkiya tavuğu yaparız markete baktım köydeki tavuk yok getir dedim getirdi.tuzladım hazırladım.
sonrasında şimşaktan çektiğim kopya ile çarmığa germeye ikna ettim tavuğu
aparatın içini soğan patates biberle takviye ederek yerini hazırladım ve hafızamda kaldığı şekilde hazırladım yeri
bağırdı çağırdı isede tenekenin içine hapsettim sonra birazda toprak ile etrafını kapadım
ve ustamdan çektiğim kopya ile ateşi bir yerden başlayarak dört tarafa yaydım ve 35 dakika devamlı ateşledim
ve 35 dakika ateşi hararetli bir şekilde yakmaya devam ettim amma hava lodoslu olduğundan ateş tenekenin etrafında yanmaktan ziyade başka yönlere savruldu 35 dakika sonunda ateşi yavaş yavaş söndürerek tenekeyi açtım
zafer abi bu pişmedi nar gibi kızarmadı dedi tekrar kapadı tenekeyi birazdaha ateşi yakmaya devam etti ben öğle namazını kılıncaya kadar ateşi yakmaya devam etti
tavuk içerde rahat durmadı herhaldeki bir tarafı çarmıktan düştü yinede ilk denememizde kömür etmeden karnımızı doyurduk inşallah birdahaki sefere başka dostlarlada birlikte yeniden denemesini yaparız
zafer abim sabahta kahvaltı yapmadan çıkmış evden 16 cıvarlarına kadaraç iyi beklemiş eşkiya tavuğuda aç karnına iyi gider yüzüde gülüyor. eyvah karnıyıl analarım gitti derken birinide yakaladık en çok ta buna sevinmiştir garibim.
bu gün havanın lodoslu olması münasebeti ile arı kestane ve ihlamurdan getirisi yok tu böğürlen ile
zevci abinin ilk baharda sepet yapmayı öğrettiği asmanın çiçeklerine akın etmişlerdi
bu vesile ileo yayını yaptığımızda bazı arıcı dostlarım bitkinin nasıl bir şey olduğunu sormakta idiler adını bilmediğim için bilgi verememiştim şimdi resime bakarsalar daha iyi tanırlar üzüm asması gibi ağaçlara sarılır vede resimlerde görülen çiçeği açarlar arılar içinde iyi bir polen kaynağıdır.

arılık mesaisi

bu gün bütün kovanları tepeden tırnağa kontrolden geçirdim 30 a yakın kovanı maskesiz olarak kontrol ettim sadece duman kullanarak hiç bir tane aşı olmadım geçen sonbaharda edindiğim kafkasların kontrolüne gelince sıra maske bile para etmedi aman allahım bal akımının devam ettiği vakitlerde arının sokmaması gerekir diye biliyorum ve nitekim diğer kolonilerimdede öyle oldu havanın sıcak olması vesilesi ile sadece atletle kontrolleri bitirdim taki kafkaslara sıra gelinceye kadar .
bal akımı azda olsa devam etmekte kestane ıhlamur böğürtlen vede çok az da olsa temel emicenin kaliforniyalı çiçeklerinden bazı kovanların 3. katlarında yetesiye arı görmeyince söktüm katları veçıtalardaki arıları silkelerken arı ile gözlerdeki taze ballarda dökülmekte
kaliforniyalı nane diyelim şuna artık. çiçekleri naneyi andırıyor yaprakları ise ısırgan otunugeçen yıl diktilerim kökten yeniden sürgün çıkardılar tohumdan bir çok kez ektim çıkmadılar son kez kalanları kasaya ektim şimdi şimdi yeni bvitmekteler
bu güne kadar işlerimin yoğunluğu nedeni ile arılığa 18-19 cıvarlarında anca gidebiliyordum vede sadece 3. katlara bakıyordum çok az göz balı görüyordum bu vesile ile bal yok diyordum bu gün işi askıya alarak bu günü arılığa ayırdım 2. katlarda bal mevcudu tatmin edici durumda verene şükürler olsun
bal stokları yeterli akımın olmayışından sırlamada çok yavaş devam etmekte
inşallah hava bir kaç gün daha devam ederde bal akımı devam eder

kovanların hepsine ana ızgarasını koyarken kuluçkalıklarda hemen hemen bir çoğunu
yeni kabarmış ve temiz kabarmış peteklerle yarıdan çoğunu doldurmuştum ve yavru faaliyetleri aralıksız devam etmekte
baldan çok polen stokları mevcudu var kovanlarda

yine bu gün arılıkta kontrolleri bitirdikten sonra saat 16 cıvarlarında benim oğul kapanlarını kurduğum kirazda arılar kökünden kapanın olduğu yere kadar bir kaynaşma olduğunu fark ettim kalbimden geçen ise benim ana kutularından biri terk etmiştir kutuyu diye çıttım ağaca bir miktar arı yapışmış ağaca diğer kısım ise ağacı dipten ölçer gibi inip çıkmaktalarfakat arı miktarı biraz fazla geldi bana benim kutular olmayabilir diye düşündüm zafer abininki olabilirmi diye bir bakim dedim kutulardan birini açtım arılar birden dışarı fırladılar hemen benim arılığa bitişik kovana doluştular baktım yağmacılar daha sonra diğer kutuyu açtım aynı şey yeniden zuhur etti baktım işaretli ananın sadece baş kısmı kalmış ondada sadece çok az mühürlü ballar kalmış kovanlara bakmadan açlık oğulu olduğunu düşünmekte idim fakat yağmacılardan kaçmak için kovan terki.
benim kara kovanda bal stokları diğerlerine nazaren çok daha güzel görülmekte
bu gün akşama kadar başımda kokudan dolayı bir ağrı oluştu arılıktan çıktım ağrı geçti ben eve gelince hanım yoktu birazdan bir çuval ıhlamur çiçeği ile eve geldi bir yere seri koku gelmeye başladı yine baş ağrısı devam etmeye başladı buda bana memleketi hatırlattı gençlik yıllarında ıhlamurları hem çiçeği için hemde yapraklarını ineklere yedirmek için budardık onlardan birinde o kadar etkiledi beniki ağaç çok büyüktü ve ortada üç filize ayrılıyordu kendimi zoraki oraya attım ve orada kendimden geçtim aşağıdan çağrılıyorum benden ses seda yok uzun zaman sonra ayıldım vede zoraki indim ağaçtan bu günkü baş ağrısı o günleri hatırlattı bana bu vesile ile ihlamur çiçek açmışken budama yapacaların dikkatli olması dileği ile

kestane balı

kestane çiçeklerinin açtığı 10 gün cıvarında olmasına nazaren ilk günlerde henüz kovanlarda yeterli stokları henüz görmedim çiçeklerin açtığı ilk günlerde sürekli lodos esmekte idi ve o günlerde bol bol polen stokladılar denilebilir bazı arıcı arkadaşlara soruyordum nasıl bal geliyormu onlarda arılığın içi mükemmel bal kokuyor demekteler oysaki kokusu gelen polen. ama bu günkü kontrolümde iyi bal geldiğini gördüm hatta hava karamak üzere idi tarlacılar yoğun bir şekilde kovana dönmekte idiler
bu iki resim kestanenin ilk çiçek açtığı haftaya ait düm akşam bazı kovanlardan çıta çekip kontrol ettim yine bal miktarında gözle görülebilir bir artış yok zaten geçen hafta sonundan önce tarlacı arılarımızda katları sökecek kadar bir eksilme oldu 10 a yakın kovanın 3. katını söktüm birde katları söktüğüm gün yani geçen cuma günü alman gelinin kızlarından 4 tanesine ana arı ızgarasının üst kısmına yani ballığa açık yavrulu çıta çektiydim dün ve bu günkü kontrollerde gördümki ana ızgarasının üstünde konulan açık yavrulu çerçevelerde genelde meme takılmakta ızgara sanki katlar arası irtibatı sanki tamamen kesmekte
yusuf şimşak eyaletinden 3 adet oğul geldi pazar günü akşamı arılığa 2 si kendinin biri benim benim olan 5 çıta kadar kendinin olanlar ise biri 4 çıta biri 2 çıta üç oğulda ilk oğullar değil diye tahmin etmekteyim çünkü ilk oğulların ana ları genelde eski analar olur bunların 3 ününde anaları yeni ve dölsüz bazı durumlarda ise çok nadir olma kaydı ile ilk oğullarda bir çok ana olur ama her zaman için arılar yumurtlayan anayı tercih ederler genelde
şimşak eyaletinden gelen oğullarının birinin anası görülmekte bu sene de 100 e yakın ana ürettim hergün olmasada 3-4 günde bir kotrol ettim kutuları hiç döllenmeden yeni dönen ana görmemiştim bu sene ilk defa bu gün rastladım çiftleşmeden yeni dönmüş ve henüz ....... düşmemiş olana
kara kovanıda cumadan bu tarafa açmamıştım bu gün bi bakim dedim epeyce ilerleme var şimden sonra bal akımının olup olmadığını kara kovandan kontrol edecem bal akımı olunca hem göz balları ilk bakışta gözüküyor hemde akım olunca petek kabartmalarıda belirginleşiyor.

alışılmıştan ayrı kalmak ne zormuş

geçen hafta perşembe akşamı kapattık neti ve dün akşam yine perşembe akşamı tam 1 hafta sanal alemden uzak kalmak çooook uzun bir zaman gibi geldi bana geçen hafta cuma günü başka bir eve taşındığımdan dolayı evde tlf olmayışından net te yok hafta sonu olması vesilesi ile telekoma anca salı günü müracat edebildim vede tlf da perşembe ye bağlandı anca taşınmada en çok ta beni uğraştıran akvaryum. içinde önceki ev sahibinin 6 yaşındaki oğlu mor ve fıstık yeşili taşları toplayacam dayı ne olur beni içne koy olaz diyemedim zaten küçücük bir şey minyon yapılı benim torun ondan daha gösterişli neyse hayırlısı ile yeni eve yerleştik hayat yeniden normale döndü
bu yıl trakyaya oğul kapanı bizzat kendime ait kurmadım sada epeyce oğulum oldu sayılır 3 tane kiralık kapanlara kiracı girdi bir tanede bu gün akşam aldığım müjdeye göre isaklı köyünde yusuf şimşak ın evinin oraya kurmuştum 2 kapan birine girdi haberini aldım bu akşam hemde kardeş payı birtane benimkine bir tanede yusuf un kine girmiş oğul her sene olduğu gibi bu yılda kene ilaçlaması ile başımız dertte bir çok kovanların 3. katlarını söktüm bu gün arılığa gittiğimde arılıkta bir durgunluk var saat daha henüz 17 cıvarlarıarının tam hareketli saatleri olmalı oysaki tam bir sükünet hakim giriş çıkışlar yok denecek kadar az oysaki dün aynı saatlerde süper hareketlilik vardı yarın hafta sonuya piknik alanları keneye karşı havadan ilaçlandı vede bu vesile ile tarlacı olan arılarda telef olup geri gelemediler saat 19 dan sonra 10 a yakın kovanın 3. katlarını söktüm makineyi götürmediğimden dolayı resim de çekemedim.
kara kovanda yine işler durdu gibi geliyor bana çünkü arı mevcudünde artış var ama petek kabartma durmuş gibi.bu arada muhteşem abime acil şifalar dilerim bu gün saat 14 cıvarlarında yenge hanımla tlf la görüşmemde günden güne iyiye gittiğini söyledi ve bütün dostlardan dua larını eksik etmemelerini istedi inşallah en yakın zamanda sağlığına kavuşup yeniden aramıza döner.yoksa arı bakanının durumu içler açıcı onu ondan başka kimse dizginleyemez.

kiralık daireler

bu yıl oğul zamanı başlamadan önce arılığımın yanı başlarında 3 adet kiralık kovanlar kurmuştum oğullar a kiraya verme maksadı ile ve kışın kovan yaptırdığım mobilyacı dostum okana ilk gelecek oğul senin diyede söyledim kiraz ağacına kurduğum bu iki kovandan birine 15 -20 gün önce 2 çıtalık bir oğul geldi girdi o gece yerinden yusuf şimşakla indirip tezgaha koymuştuk sonrasında ruşet kovana koydum anası dölsüzdu o vakıt ya 2. oğul yada 3. oğul idi aktardığımın ertesi günü kontrol ettiğimde henüz döllenmeden yeni gelmişti ....... henüz ...... da idi okan a dedim senin oğul geldi hayırlı olsun. kendine kovan yapıyıordu hemen bitirip getirdi arılığa kovanı ama nenüz küçük bir oğul olduğu için normal kovandan ziyade ruşette olması daha iyidir hem kovanı henüz boyasız
okan kardeşi hemen solundaki ruşet kovanı ile görünmekte artık bu hastalığa buda yakalandı inşallah hakkında hayırlısı olur.
geçen hafta sonunda dallarda olan kapan kovanlarda öyle bir kulağoz (öncü) arılar sanki oğul girmiş gibi girip çıkıyordu 3 ünde birden hatta bir kaç kez çıkıp kontrol ettim henüz kiralanmamıştı cumartesi günü kerim hoca benim karnıyıldan transfer yapmak için gelmişti akşam saatlerinde dedim hocam bu kovanlara baksana sanki geç saat olmasına nazaren içinde arı var gibi hareketli dedim o da ormanda bir yerde dalda arı var dedi hayırlısı nasip se gelir dedik. pazar pazartesi arılığa gelmedim sayılır işim geç bittiğinden pazar günü sadece arılığa uğrayıp hemen döndüm bu gün 19.30 gibi işim bitti çalıştığım yerde indim arılığın orda arabadan önce zaferin trakya oğulunu kontrol ettim çok az bir arısı var fakat diğer kovanlarından verdiği çıkmaya yakın yavrular işi kurtaracak gibi.benim yani oğul giren kapandahemen onun arkasındaki ağaçta baktım kovanda bayağı hareketlilik var giren çıkan. merdiveni kurdum ağaca çıktım .
açtım kovanı içine 4 tane çıta koymuştum biri çok eski diğer 3 ü idare eder durumda arı 4 çıtadanda fazla
eski çıtanın beğenmedikleri kısmını kesmişler yeniden örmeye başlamışlar epeycede örmüşler 2 adet temel petek verdim şurupluğunu da doldurdum invert şurupla işin aksi tarfı kovan dalda kaldı keşke geldiği gün görmüş olsaydım istediğim yere indirebilirdim oysa şimdi mümkün değil anca 4-5 km uzağa bir kaç günlüğüne götürmeliyimki sonrasında istediğim yere koyabileyim